SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

EDEB BAHSİ

<< 5201 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا عَبَّاسٌ الْعَنْبَرِيُّ حَدَّثَنَا أَسْوَدُ بْنُ عَامِرٍ حَدَّثَنَا حَسَنُ بْنُ صَالِحٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ سَلَمَةَ بْنِ كُهَيْلٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنْ عُمَرَ أَنَّهُ أَتَى النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَهُوَ فِي مَشْرُبَةٍ لَهُ فَقَالَ السَّلَامُ عَلَيْكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ السَّلَامُ عَلَيْكُمْ أَيَدْخُلُ عُمَرُ

 

Ömer r.a. 'den (rivayet edildiğine göre)

 

Kendisi (birgün) Peygamber (s.a.v.)'in yanına varmış, Hz. Nebi odasında bulunuyormuş.

 

Esselâmu aleyke ya Rasûlullah, esselamu aleyküm. Ömer, (huzurunuza) girebilir mi? diyerek izin iste)miş.

 

 

İzah:

Buhari, savm, eyman, mezalim, nikah, talak, libas; Müslim, talak

 

Ebu Davud, bu babı açmakla selamlaşma hususunda karşılaşı­labilecek şu dört duruma işaret etmek istemiştir:

 

1. Bir adam diğer bir adamia karşılaşıp selamlaştıktan sonra, birbirlerinden ayrılırlar ve kısa bir süre sonra tekrar karşılaşırlarsa yine selam vermeleri gerekir mi gerekmez mi? Bu mevzuya açıklık getirmek için musannif Ebû Dâvûd bir Önceki hadisi bu baba yerleştirerek böyle bir durumda tekrar selâm vermenin .sünnet olduğunu açıklamıştır. Bilindiği gibi buna karşılaşma selâmı denir.

 

2. Bir adam diğer bil' adamın evine girmek için izin istemek üzere ka­pısına varıp selâm vererek izin ister de kabul edilmezse bir süre sonra yi­ne izin istemek üzere tekrar gelirse yine selâm vermesi gerekir mi, gerek­mez mi?

 

Musannif mevzumuzu teşkil eden bu baba bu hadisi yerleştirmekle, böyle bir durumda ikinci defa yine selâm vermek gerektiğine işaret etmek istemiştir.

 

3. Bir adamın diğer bir adamın evine girmek için İzin istemek üzere iki defa gelip iki defa selâm (istizan selâmı) verdikten sonra içeriye kabul edilmesi, haberli içeri girerken tekrar selâm (karşılaşma selâmı) vermesi gerekir mi?

 

Musannif mevzumuzu teşkil eden hadisi sevk etmekle tekrar selâm ver­mek gerektiğine işaret etmek istemiştir.

 

Aslında mevzumuzu teşkil eden bu hadis-i şerif Buhari ve Müslim'de geçen uzunca bir hadisin kısaltılmış şeklidir. Hadisin tamamı yukarıda ifâde edildiği gibi. musannifin açıklamak istediği hususları ayrıntılı bir şekilde dile getirmektedir. Bu hadisin, mevzumuza ışık tutan kısımları, Buharî'de şu manaya gelen lafızlarla rivayet etmiştir.

 

Hz. Ömer dedi ki: Sabah namazını Nebi (s.a.v.)'te beraber kıldım. Nebi (s.a.v.) namazdan sonra odasına çekildi. Bunun üzerine (kızım) Hafsa'nm yanına girdim. Bir de ne göreyim, (durmadan) ağlıyor. Kendi­sine:

 

Seni ağlatan nedir? Ben seni (daha önce) bundan men'etmemiş miy­dim? (Yoksa) Nebi (s.a.v.) sizi boşadı mı? dedim.

 

Bilmiyorum, işte kendisi odasına çekilmiş duruyor, dedi. Hemen dı­şarı çıkıp (Hz. Nebiin mescidinde bulunan) minberin yanma var­dım. Etrafına bir cemaat toplanmış, bir kısmı ağlamakla meşgul Onlarla birazcık oturdum. Fakat gördüklerim beni durultmadi. Doğru Hz. Nebi'in bulunduğu odaya vardım ve (kapıda) bulunan siyahı hizmetçi­sine (içeri girmek için):

 

Ömer'e izin işte! dedim. Bunun üzerine siyahî hizmetçi (bana izin al­mak üzere) içeri girip Nebi (s.a.v.)'le konuştu. Sonra yanıma dönüp:

 

Nebi (s.a.v.)'le konuştum. Kendisine seni anlattım seslenmedi, dedi. Ben de minberin etrafında bulunan kimselerin yanına dönüp onlarla (bir süre) oturdum. Sonra gördüklerim beni durultmadı. Tekrar o siyahi hizmetçinin yanına gelip:

 

Ömer'e (içeri girmesi için) izin işte! dedim. Hizmetçi (benim için izin istemek üzere) hemen içeri girdi. Sonra geri döndü ve:

 

Kendisine seni anlattım (fakat) seslenmedi, dedi. Bunun üzerine tek­rar geri dönüp minberin etrafında bulunan kimselerle (bir süre daha) otur­dum. (Fakat) gördüklerim beni rahatlatmadı. Tekrar siyahi hizmetçiye geldim ve:

 

 İzin işte! dedim. (Siyahi hizmetçi) içeri girdi (bir süre) sonra yanıma döndü ve;

 

Seni kendisine anlattım cevap vermedi, dedi. Ben de (görüşmekten) vazgeçerek geri döndüm. Bir de baktım ki hizmetçi (arkamdan) beni ça­ğırıyor ve:

 

Nebi (s.a.v.) sana izin verdi, diyor. Bunun üzerine hemen yanına girdim. Gördüm ki üzerinde sergi bulunmayan bir hasır üzerinde yatıyor. Hasır vücuduna iz yapmış, içi hurma lifi ile dolu olan bir yastığa da da­yanmış; hemen selâm verip yanına girdim..."[Buhari, nikah; Müslim. Ulak]

 

Bilindiği gibi yukarıda geçen dört maddeden birincisi bir numara önce geçen Ebu Hureyre hadisiyle açıklanmıştır. Kalan üç maddeye ise mevzu-muzu teşkil eden bu hadis-i şerifin tamamı delâlet etmektedir.

 

Ayrıca bu hadis-i şerif Hattabî'nin ifade ettiği gibi bir kimsenin evine girmek için izin isteyecek olan kimsenin ev sahibinin "Kim o?" sorusuna "Benim" gibi belirsizlik ifade eden kelimeler yerine selamla birlikte ismi­ni de açıkça bildirmesinin sünnetten olduğuna da delalet etmektedir.